Türkiye de yaklaşık 12 milyon büyük baş hayvan mevcudu var ve bunların çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerde.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin önemli sorunları var, girdi fiyatları içinde, enerji masrafları, yem masrafları, işletme sermayesi ihtiyacı, süt satışında karşılaşılan sorunlar ve diğerleri en belli başlıları arasında yer alıyor.
Geçen yayınlarımızda değinmiştik, tekrar edelim, bu işletmelerde her gün oluşan biyolojik atıkların enerjiye dönüştürülmesi halinde yararlanabilecek özel teşvikler henüz yok...
Açıkta bekletilen hayvansal atıkların atmosfere verdiği iklim değişimine sebep olan metan emisyolarından söz etmiştik, bunun önlenmesi ve küçük - orta işletmelerin bu atıkları enerjiye dönüştürmeleri halinde yeni teşviklerden biri üretilen enerjinin ulusal şebekeye aktarılması durumunda belirli bir kurulu güce kadar özel bir alım fiyatı ile gerçekleşebilir. Almanya örneğinde olduğu gibi 75 KWel. güce kadar olan tesislerin ürettiği elektrik kiowatı 25. eurocentten ulusal şebekeye satılabilyor hemde 20 yıl garantili!
Böyle bir düzenleme ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin biyogaz tesisi kurmalarında sıçrama şeklinde bir gelişme yaşanabilir. Çok geç olmadan benzer bir düzenlemenin ülkemizde de olmasını bekliyoruz. Bu öngörü ile küçük ve orta ölçekli büyük-küçük baş işletmeler için kolay ve düşük masraflı yatırımla kurulabilecek yeni bir biyogaz tesisi modeli üzerinde çalışmalarımız tamamlanmak üzere.
Bu modelin en önemli özelliği, basit bir yapıda olması, çok kolay işletilebilmesi, bakım ve onarım masraflarının çok düşük olmasıdır. %100 yerli malzeme ile yapımı mümkün olacak bu yeni tip biyogaz tesisleri ile küçük ve orta işletmelerin büyük çoğunluğunda bir biyogaz tesisi kurmak mümkün olabilecektir.
2014 yılının başından itibaren bu yeni tip biyogaz tesisini sizlere yakından tanıtmayı planlıyoruz.
Bir biyogaz tesisi kurmak ve işletmek isteyen yatırımcıların sayısı her gün biraz daha artıyor. Bu yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, enerji verimliliğinin artırılması, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması açısından son derece iyi bir gelişme.
Ne var ki, yatırımcıların en büyük sorunu gerekli yatırım sermayesini mümkün olduğunca düşük masrafla uzun vadeli olarak temin etmekte yatıyor.
Bankalar Dünya bankası, veya Avrupa yatırım bankası veya diğer dış kaynaklı finansman temin edebiliyorlar. Ancak iş eyleme dönüştüğünde, bankalar kılı kırk yarıyor ve çok adil olmayan bir yaklaşımla aşırı teminat talep ediyorlar.
Evet, biliniyor ki, para dönüşü olmayan yola girmez, ve dönerken iyi bir kazançla dönmeyi tercih eder. İyi de yatırımcı için de aynısı geçerli değil mi? Türkiye de son yıllarda edindiğimiz deneyimler bankaların biyogaz tesisinin kendisini bir teminat olarak görmediğini gösterdi. Bu hiç de doğru değil, korku var, çekince var ve bunu çok yüksek teminatla garanti etme eğilimi var... bunlar değişmeli, mutlaka değişmeli....
Bir sonraki yayınımıza kadar hoşça kalın...