Bir biyogaz projesinin finansmanında en önemli noktaların daima gözönünde tutulması gerekir.
Biyogaz tesisinin kendisi finansman için en geçerli teminattır. Yatırımcı geleceğe yönelik hesaplarında girişimin başarı potansiyelini, nakit ve girdi akışını dikkate almalıdır. Dah önceki yayınlarımızda da sürekli olarak vurguladığımız önemli noktalardan biri, belki de en önemlisi, tesiste eş zamanlı üretilen termik enerjinin hızla nakte dönmesini sağlayacak ek projelerin geliştirilmesidir.
Bunlar, büyük tesisler için süt soğutma üniteleri, soğuk hava depoları, sebze meyve ve baharat kurutma tesisi, tesisin yakın civarında yerleşik okul, spor salonları, kamu daireleri veya küçük yerleşim birimlerinin ısıtılması gibi olabilir, ve ek yatırımlar gerektirebilir.
Bir biyoenerji projesinin ekonomikliği ve verimliliğini değerlendirmek için çok fazla faktörün birlikte bir bütünlük içinde ele alınması gerekmektedir. Kurulum yerinin uygunluğundan projenin son kademesine kadar olan her nokta proje finansmanı için büyük önem taşır.
Projeyi gerçekleştirecek olan tesis yüklenicisinin benzer projelerde kazandığı deneyim, göstereceği referanslar, rakiplerine nazaran daha iyi olduğunu kanıtlayan veriler ve genel performansı projeye finansman temini için en önemli hususlardan biridir.
Zira; Yatırımcı için bir biyogaz projesini gerçekleştirmek daha ortada hiç bir şey yokken, tesis yüklenicisine son derece güvenmek ve performansı hakkında ikna olmak demektir...!
Otomobil satın almada olduğu gibi burada bir test sürüşü yapmak mümkün değildir..!
Hiç kuşkusuz tesis işletmecisinin de benzer bir performansa sahip olmasının da finansman teminindeki rolü yadsınamaz.
Toplam finansman içinde öz sermaye payının %20 -%30 arasında olması genelde gerekmekte isede, öz sermaye payının bu oranlardan daha yüksek olması finansman teminini kolaylaştırabilir. Dış finansman temininde vade tesisin nakit akışına uygun olarak
belirlenmelidir!
Genelde bu vadeler 10- 13 yıl süreli, en az 2 yıl geri ödemesiz bir dönemi kapsamalıdır. Proje finansmanında en önemli özelliğin biyogaz tesisinin kendisinin banka veya finans kurumu için asıl teminatı sağladığı gerçeğidir. Ne var ki Türkiye de henüz bankalar bu noktada ikna olmuş görünmemekte, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik için yurt dışından ucuz temin edilmiş özel fonları yüksek bir faiz oranı ve teminatlarla kullandırma eğilimindedirler.. ön görülebilir bir zaman içinde bunun yatırımcıların lehine değişeceğini varsayıyoruz.
Sonuç olarak; biyogaz projesi için finansman sağlayan banka veya kurumun projeye ve yatırımcıya inanması ve güvenmesi gerekir. Kurulum yerinden başlayıp, yüklenicinin kalitesi, işletmecinin yeterliliği, sürdürülebilir bir verimlilik ve rantabilite, ama yine tekrar etmekte fayda var; termik enerjinin kullanılabildiği bir konseptle aktif bir finansman temini çok zor olmayacaktır.
Bankalar ve finans kurumları bu alanda yetişmiş uzman istihdam etmemektedirler, bu branşın gelişmesiyle birlikte bağımsız kontrol, danışmanlık ve denetim kurumlarının yakın bir gelecekte bu görevleri üstleneceği inancındayız.
2013 ten itibaren sayılarının artacağını tahmin ettiğimiz biyogaz tesislerinin finansmanı finans kurumları arasında bir rekabet ortamı dahi yaratabilecektir.
Biyogaz tesisinin kendisi finansman için en geçerli teminattır. Yatırımcı geleceğe yönelik hesaplarında girişimin başarı potansiyelini, nakit ve girdi akışını dikkate almalıdır. Dah önceki yayınlarımızda da sürekli olarak vurguladığımız önemli noktalardan biri, belki de en önemlisi, tesiste eş zamanlı üretilen termik enerjinin hızla nakte dönmesini sağlayacak ek projelerin geliştirilmesidir.
Bunlar, büyük tesisler için süt soğutma üniteleri, soğuk hava depoları, sebze meyve ve baharat kurutma tesisi, tesisin yakın civarında yerleşik okul, spor salonları, kamu daireleri veya küçük yerleşim birimlerinin ısıtılması gibi olabilir, ve ek yatırımlar gerektirebilir.
Bir biyoenerji projesinin ekonomikliği ve verimliliğini değerlendirmek için çok fazla faktörün birlikte bir bütünlük içinde ele alınması gerekmektedir. Kurulum yerinin uygunluğundan projenin son kademesine kadar olan her nokta proje finansmanı için büyük önem taşır.
Projeyi gerçekleştirecek olan tesis yüklenicisinin benzer projelerde kazandığı deneyim, göstereceği referanslar, rakiplerine nazaran daha iyi olduğunu kanıtlayan veriler ve genel performansı projeye finansman temini için en önemli hususlardan biridir.
Zira; Yatırımcı için bir biyogaz projesini gerçekleştirmek daha ortada hiç bir şey yokken, tesis yüklenicisine son derece güvenmek ve performansı hakkında ikna olmak demektir...!
Otomobil satın almada olduğu gibi burada bir test sürüşü yapmak mümkün değildir..!
Hiç kuşkusuz tesis işletmecisinin de benzer bir performansa sahip olmasının da finansman teminindeki rolü yadsınamaz.
Toplam finansman içinde öz sermaye payının %20 -%30 arasında olması genelde gerekmekte isede, öz sermaye payının bu oranlardan daha yüksek olması finansman teminini kolaylaştırabilir. Dış finansman temininde vade tesisin nakit akışına uygun olarak
belirlenmelidir!
Genelde bu vadeler 10- 13 yıl süreli, en az 2 yıl geri ödemesiz bir dönemi kapsamalıdır. Proje finansmanında en önemli özelliğin biyogaz tesisinin kendisinin banka veya finans kurumu için asıl teminatı sağladığı gerçeğidir. Ne var ki Türkiye de henüz bankalar bu noktada ikna olmuş görünmemekte, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik için yurt dışından ucuz temin edilmiş özel fonları yüksek bir faiz oranı ve teminatlarla kullandırma eğilimindedirler.. ön görülebilir bir zaman içinde bunun yatırımcıların lehine değişeceğini varsayıyoruz.
Sonuç olarak; biyogaz projesi için finansman sağlayan banka veya kurumun projeye ve yatırımcıya inanması ve güvenmesi gerekir. Kurulum yerinden başlayıp, yüklenicinin kalitesi, işletmecinin yeterliliği, sürdürülebilir bir verimlilik ve rantabilite, ama yine tekrar etmekte fayda var; termik enerjinin kullanılabildiği bir konseptle aktif bir finansman temini çok zor olmayacaktır.
Bankalar ve finans kurumları bu alanda yetişmiş uzman istihdam etmemektedirler, bu branşın gelişmesiyle birlikte bağımsız kontrol, danışmanlık ve denetim kurumlarının yakın bir gelecekte bu görevleri üstleneceği inancındayız.
2013 ten itibaren sayılarının artacağını tahmin ettiğimiz biyogaz tesislerinin finansmanı finans kurumları arasında bir rekabet ortamı dahi yaratabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder