6 Aralık 2014 Cumartesi

BİYOGAZ TESİNİ TERK EDEN GÜBRENİN KULLANIMINA DAİR BİR KAÇ SÖZ...

Yeni yayın dizisine başlamadan önce biyogazı alınmış ve tesisi terk eden nitelikli gübrenin kullanımına dair bir kaç şey söylemenin yerinde olacağını düşündük...

Biyogaz tesisi yatırımı düşünen herkes için bu önemli nokta üzerinde durmak gerekiyor, çünkü yatırımın geri dönüşünü hızlandıracak önemli bir gelir kaynağı.

Ham gübre biyogaz tesisini neredeyse girdiği miktarda terk eder. Basit söylemle giren aynen çıkar..

Her Hayvancılık işlemesi bilmelidir ki, hayvan yemi yetiştirdiği toprakların besin yönetimi gübreleme şekli biyogaz tesisi devreye girdikten sonra değişecektir.

Başlıca neler başka türlü olacak..?

aşağıdaki örnekle bu değişimi anlatmaya çalıştık;

1- Biyogaz tesisi kurmuş büyükbaş hayvancılık çiftlikleri

Şimdi gübreniz hayvanların altından çıktığı gibi değil. Nitelik kazanmış bir gübreye dönüştü. Ham gübre ile arasındaki farklar şunlar;

* Kuru kütle miktarı daha az,

* Bitkilerin hemen faydalanabileceği Amonyum azotun da artış,

* Azalmış lif miktarı,

* Koku büyük ölçüde kaybolmuş...

Eğer çiftliğiniz de önceden kullandığınız gübre havuzları varsa, şimdi bu gübre için kullanmaya devam edin.

Önceden kuru halde olan gübreniz şimdi oldukça sıvı halde olacak, ve dolayısıyla daha fazla depolama hacmi isteyecek..
Tarlada kullandığınızda öncekinden farklı olarak bitkilere sıvanmayacak ve toprağa hızlı geçiş yapacaktır.

ham gübrede bulunan yabani ot tohumları fermente olmuş gübrede olmadığından tarlanız ot yapmayacaktır.

Şimdi gübrenizin içindeki besin maddeleri bitkiler tarafından hemen kullanılabilecek haldedir, böylece bitkilerinizi tam zamanında daha kolay gübreleyebilirsiniz.

Şimdi amonyum azotu miktarı yüksek olduğundan, oluşabilecek kaybı önlemek için toprağa yakın enjeksiyonlu gübreleme aygıtı ile gübreleme yapmalısınız.

Gübreleme işlemini güneş ışığı olmadan ve düşük sıcaklıklarda yaparsanız, besin maddeleri ihtiyacın olduğu yerde kalırlar.

Bu şekilde önceden bekleterek kullandığınız ve ancak uzun süreçte fayda veren gübreniz, adeta çok para ödemek zorunda olduğunuz mineral ve sentetik gübrenin yerini alacak ve toprağınızın verimini her yıl daha da arttıracaktır.

Toprağın humus ihtiyacını karşılamak için gerekli olan karbon işlenmiş gübre içinde bulunduğundan toprak ta humus oluşumunu arttıracak ve toprağınızın organik madde oranı yükselecektir, bu da bitki besin maddelerinin mineral gübrede olduğu gibi yağmurla yıkanmasını önleyecektir. 

Verimi giderek artan toprağınızda ekim sırasını artırmanız mümkün hale gelir.

Bizim önerimiz;

>Dayanağı olmayan söylentilere kulak asmayın!

>Kendi tesisinizin değerlerine önem verin başka tesislerle kıyaslama yapmayın!

>Etkinlik ve verimlilik teknoloji ve kullandığınız ham maddeye, tesisinizin biyolojik işlevselliğine ve sizin bunları nasıl yönettiğinize çok bağlıdır, ve bu ancak biyogaz tesisinizle yapacağınız yıllar içindeki deneyiminizle giderek gelişecektir..


Gelecek yayınımızda söz verdiğimiz gibi, orta ölçekteki bir büyük baş süt hayvancılığı işletmesi için modern bir biyogaz tesisinin planlanması projelendirilmesini ele alcapız ve adım adım bu konuyu sizlere sunacağız..

Hoşça kalın...!


    









26 Kasım 2014 Çarşamba

BİYOGAZ TESİSLERİNİN FİNANSMANI -4

NEREDEN BAŞLAMALIYIM?

1- Yenilenebilir enerjilere ilgi artıyor ve bankalarda ağır da olsa bu sektöre teker teker ilgi duymaya başladılar.

Bankaların tamamı hakkında etraflıca bilgi toplayın(Internet) Portföylerinde enerji ve yenilenebilir enerjilere yatırım olan bankaları teker teker ziyaret edin.
Bazı bankaların hedefleri arasında özel olarak biyogaz projleri için finansman olasılıkları var... (burada herhangi bir banka ismi vermekten kaçınıyoruz.)

Banka ile görüşmeye yeterli zaman ayırın ve mutlaka iyi hazırlık yaparak gidin.  

Doğrudan banka müdürü ile görüşün ve projenizi sunun anlatın. Mümkünse elinizde projenizin özet bilgileri olsun, özellikle getir ve götürüsü, fayda ve masraf analizleri gibi..
Girişiminizi kendi özgün hali ile sunun.
Çelişkili ifadelerden sakının,
Projenizi planlayan uzmanı yanınızda bulundurun, sizi bu aşamada desteklemeli.
Mümkünse önceden iyi hazırlanmış bir ekonomiklik ve verimlilik analizi sunun.
(bu belge fayda-masraf hesabından farklıdır, 5-10-15-20 yıllık bir süreçte tesisin ekonomik durumunu ortaya koyar)

Bu analizlerin önceden hazırlanması ve bankaya sunulması projeniz hakkında olumlu bir intiba ve görüş oluşturmak bakımından çok önem taşır.

Projenin uygulayıcısı ve sahibi olarak sizin de konuya iyi vakıf olmanız, sorulara çelişkisiz, net ve anlaşılır yanıtlar vermeniz önemlidir.

Banka görevlisini(müdürü) yatırımınız ve girişiminiz hakkında bilgilendirmek ve projenizin verimliliğini açıklamak sonuçta sizin görevinizdir, başkasının değil, bu işi ben danışmanım diyenlere bırakmayın!

Ve son olarak, projenizin teknolojik üstünlüğü ve yenilikçiliği üzerine çok fazla konuşmayın! daha çok kanıtlanmış ve uygulamalarda başarılı olduğu üzerinde durun...Hiç uygulanmamış, ''İlk olma'' özelliği taşıyan projeler bankacıların gözünde yüksek risk taşır... başarıyla uygulanmış ve kendini kanıtlamış projeler bankacılar için güvenilir intibası oluşturur...

Türkiye de çiftlik tipi biyogaz tesisleri için Almanya örneğinde olduğu gibi henüz özel teşvikler ve yasal düzenlemeler çıkarılmadı, bu alanda bazı çalışmaların yapıldığını duyuyoruz 2015 yılında yeni enerjiler alanında bazı yeni destek ve teşviklerin beklentisi içindeyiz, sektörün gelişmesi buna çok bağlı. 

Biz daha 1984-85 yıllarında köylerde ücretsiz köy tipi biyogaz uyugulama projeleri dağıttık, birkaç meraklı dışında çoğu insan hayret etti, ama uygulayan olmadı.. şimdi küçük orta ve büyük hayvancılık işletmeleri, gıda sanayi, meşrubat fabrikaları, biyolojik atık üreten her iktisadi işletme biyogazla ilgileniyor bu iyi bir gelişme...

Gelecek yayın konumuzu somut bir projeyi ele alarak sürdüreceğiz, bu projeyi sizlerle birlikte planlayıp, uyugulanabilir hale getireceğiz. Projeyi özellikle küçük ve orta ölçekli büyükbaş hayvancılık işletmeleri tarafından uyugulanabilir bir büyüklükte seçtik ve işletmenin kendi enerji ihtiyacını karşılayabilir olmasına odakladık.. ilginizi çekeceğini umuyoruz ve ilgili herkesi bu yayın dizimizi takip etmeye davet ediyoruz...


Hoşçakalın.....








19 Kasım 2014 Çarşamba

BİYOGAZ TESİSİLERİNİN FİNANSMANI 3

Geçen yayınımızda Banka kredileri ve Girişimci kredileri üzerinde durduk. Bu yayınımızda da finansman modelleri üzerinde durmaya devam ediyoruz.

3- Leasing

Bu finansman modeli çok fazla tercih edilmemekle beraber bazı durumlarda son derece işe yarayabilir.. özellikle de yatırımın sabit kısımlarının finansmanında değil, bilakis sonradan değiştirilebilecek, yedeklenebilecek taşınabilir tesis kısımları için oldukça ilginç ve akılcı olabilen bir finansman modelidir.
Örneğin biyogaz tesisinin henüz çoğunlukla yurt dışından temin edilen kojenerasyon ünitesi, özel karıştırıcılar, katı madde dozajlama ünitesi leasing ile finanse edilebilir. 
Bu üniteler leasing sağlayıcısı tarafından sağlanır ve onun mülkiyetinde kalır. Siz yatırımcı olarak kullanım hakkına sahip olursunuz ve bunun için leasing sağlayıcısına bir ücret ödersiniz. Bu ücret genellikle sözleşme sürecine göre değişiklik gösterir ve pazarlık edebilirsiniz..!

Avantajları: 

Mallar leasing sağlayıcısının mülkiyetinde olduğundan sizden ayrıca bir teminat istenmez. vergisel bazı avantajları da kullanmanız mümkündür(çok düşük KDV)

Dezavantajları:

Düzenli ödeme taksitleri banka kredi taksitlerinden daha yüksek olabilir. 
Zamansal değer kaybı müzakere edilir. Sözleşme sonunda karşılıklı belirlenen bir bedel ödenerek malların mülkiyeti elde edilebilir.. 

4- Kiralama

Bu finansman modeli Leasing'e çok benzer aradaki fark, kiralanan ekipmanların yatırımcının mülkiyetine geçmesidir. Bunun için yatırımcı sözleşmede belirlenen bir bedeli öder. Sözleşmenin bitmesi halinde ayrı bir ücret ödenmez.

Avantajları :

Teminat gerektirmez. Vergisel indirimleri vardır. Amartizasyon ve işletme giderleri objenin yatırımcının mülkiyetinde olmasından dolayı dikkate alınır.

5- Contracting

Bu model yatırımcının tesis finansmanını kensinin sağlayamadığı durumlarda oldukça işe yarayan ve çok etkili bir modeldir.
Bu durumda yabancı bir yatırımcı biyogaz yatırımının büyük bir kısmını veya tamamını karşılar. (Contractor) İşletme sahibi olarak siz sadece tesis kurulum yerini ve tesiste işlenecek atık gübreyi veya diğer biyo atıkları düzenli sağlamakla yükümlü olursunuz.
Contactor size bunun için karşılıklı müzakere edeceğiniz bir ücreti öder, ve tesisi kurar ve sözleşmede belirlenen süre boyunca işletir. Tesisi ekonomik ömrü boyunca da işletebilir, veya belirli bir sürenin sonunda size devredebilir, bunu siz karşılıklı müzakerelerle belirlemelisiniz.

Contracting modeli genellikle biyogaz yapımcı firmaları tarafından sunulmaktadır ve Avrupa da çok aygın olarak kullanılmaktadır.
AB ülkeleri içinde en yüksek biyogaz tesis sayısına(9000 adet) sahip F:Almanya
daki son yasal değişikliklerle bundan böyle yeni orta ve büyük ölçekli biyogaz tesislerinin kurulmayacağı varsayılmaktadır. Bu Türkiye deki biyogaz yatırımları için bir fırsat olabilir..! Biyogaz tesisi kurmak isteyen yatırımcıların bu noktaya dikatlerini çekmek isteriz...

Önümüzdeki yıllarda Türkiye de YEK kanununda yapılacak iyileştirmelerle(daha iyi bir enerji satın alma fiyatı, daha uzun dönem satın alma süreci vbg.) bir çok yabancı yatırımcı için Türkiye deki Biyogaz tesisi yatırımları ilgi çekebilecek duruma gelecektir.  

Avantajları:
   
Tesis işletmecisi veya çiftçi açısından risk yok! ve kendi kapasitesini tam olarak kullanabilir.(kendi işine devam eder..)

Dezavantajları:

>sözleşme koşullarını cantractor kendi belirler!

> işletmenin bir başkasına devredilmesi veya satılması durumunda contractor haklarını aynen devam ettirir.

> Enerji satışından elde edilen gelirin bir kısmını ve işletme giderlerini contactor alıkoyar. (yakl%40)

> Sözleşmenin sonradan fesih edilmesi hemen hemen mümkün değildir!

> Contractor bir başka işletmeciye devir yapmaz..

> İşletmenin düzgün çalışması için yer sahibine yükümlülükler düşer.

Bu önemli dezavantajlardan dolayı contracing modelini kullanmayı düşünenlere,

önceden profesyonel bir hukuki ve vergisel danışmanlık almalarını önemle öneririz.

Bu finansman modellerinin yanı sıra bizim ülkemizde uyugulanabilecek bir alternatif olarak Enerji birlik veya kooperatiflerini önermek isteriz.

Özellikle birbirine çok yakın çiftliklerde tek başına bir biyogaz tesisinin kuramıyacak olan işletmeler bu modelle birlikte daha çok gelir elde edebilirler ve biyogaz işletme masraflarını da bir hayli düşürebilirler.

Gelecek yayınımızda, nerden başlayalım? sorusuna yanıt arayacağız, 

Bir biyogaz yatırımı veya planlamayı düşünüyorsanız, bizimle görüşün, sorun yanıtlayalım, bu blogun amacı bu alanda en doğru bilgileri vererek ülkemizde giderek gelişen bu önemli sektörde yanlış yatırımları önlemek, baştan planlamaya çok önem vermek, ve bu teknolojinin ülkemize de kazandırılmasını sağlamaktır.

Bir sonraki yayınımıza değin hoşça kalın...





 
                     İtalya da küçük işletmeler için kompakt bir biyogaz tesisi
  











9 Kasım 2014 Pazar

BİYOGAZ TESİSLERİNİN FİNANSMANI-2

Geçen yayınımızda bir biyogaz tesisi yatırımındaki en kritik aşama nın tesis finansmanı olduğu üzerinde durmuştuk.
Dikkatinizi çekmiştir elbet, son günlerde yazılı ve görsel medyada yerli kaynakların enerji üretimindeki önemi üzerine bir hayli yer verilmeye başlandı. 
Bunun üzerinde giderek daha fazla durulacak, ülkenin enerji açığı her yıl biraz daha büyüyor...
Tüm yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yatırımların finansmanı da buna gelişmelere paralel olarak gündeme geliyor ve finans kurumları bu alanda hazırlıksız yakalandılar.

Biyogaz tesisi kurmayı planladınız ve bağımsız bir uzmana danışarak bir yapılabilirlik etüdü yaptırdınız, ve bu çalışmada bankacı gözüyle tesisinizin yatırımıyla ilgili tüm bilgiler yer alıyor varsayalım.

Bankalara gitmeden önce hedef belirlemelisiniz. Bu hedefler ;

1- Doğru bankaların seçimini,
2- Vadeleri en uygun finansmanın hangi bankalar tarafından teklif edildiğini,
3- İstenilen teminatlar açısından en uygun finansmanı,
4- Devlet destekli programlara dayalı finansman kaynaklarını,
5- Yatırım başvurunuzun hızlı ele alınıp, sonuçlandırılmasını,
6- Sonradan eksik finansmana ihtiyacınızın olmamasını

kapsamalıdır. Biyogaz tesisi yatırımı için en çok gündemde olan finansman şekilleri üzerinde duralım.

1- Girişimci kredileri
  
En çok kullanılan kredi şeklidir. Teminat olarak Biyogaz tesisinin kendisi alınmalıdır. Bankalar her şey den önce son yıllardaki şirket performansını dikkate alıyorlar. İlave teminat talepleri haksız ve yersiz, şebekeye bağlandığı andan itibaren enerjiyi devlet garantili ulusal şebekeye satıyorsunuz, başka bir teminata neden gerek var..? Banka zaten buna temlik koyuyor.
Hızlı bankaları tercih etmelisiniz, başvurunuz bekletilmemeli..Konuyu bilen ve portföyüne almış bankaları tercih edin.
İlave ihtiyatlar talep edilmemeli. Faizlere dikkat edin, en düşük oranları ve en uzun vadeleri, geri ödemesiz dönemin uzun olmasını tercih edin.

2- Proje finansmanı

Bu finansman modelinde yatırımcının öz sermaye katılımı oldukça yüksektir ve bankanın teminat talebi olmaz veya oldukça daraltılabilir. Burda da biyogaz tesisinin kendisi ve getirisi teminat temelidir.
Alışılmış faiz oranları yüksektir. Girişimci kredileri ile kıyaslandığında banka proje hakkında daha uzun ve kapsamlı bir inceleme yapabilir ve çoğunlukla banka likidite rezervi talep edebilir.

3- Devlet bankaları aracılığı ile finansman

Bazı devlet bankaları yenilenebilir enerji projeleri için yurt dışından temin edilmiş finansman modelleri sunmaktadırlar. Worldbank, KfW, Fransız kalkınma ajansı, EIB , ve diğerlerinden sağlanan finansman yerel bankalar aracılığı ile sunulmakta ve yerel bankaların risk teminatında kullanılmaktadır. Faiz oranları aracılık hizmeti bedellerinden dolayı yüksektir, ve bugüne kadar pek başarılı olamamıştır.

Ancak son zamanlarda bazı devlet bankaları tarafından hedef kitleye yönelik ve özellikle hayvancılık tesislerinin kurulması, yenilenmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından Biyokütle ve Güneş enerjisi yatırımları için program finansmanı sunulmaktadır.
Bu özel programlarından yararlanmak lokal banka şubeleri üzerinden mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla tüm başvuru inceleme ve sonuçlandırma işlemleri bu  lokal şubeler tarafından kabul edilmekte ve yapılmaktadır.

Faiz indirimli olan bu finansman modelinde geri ödemesiz bir süreç ve yeterli vade sunulmaktadır. 
Bu modelin dezavantajı, finansman yapısal taşlarında sabit kuralların geçerli olması ve müzakereye açık olmamasıdır.
Önümüzdeki süreçlerde bu tür finansman modellerinin daha yaygın ve elverişli hale getirileceğini bekliyoruz. 

Gelecek yayınımızda bu konuyu ele almaya devam edeceğiz ve Leasing, Contracting, ve kiralama gibi yeni finansman modellerini inceleyeceğiz.

Bu çok önemli konuda soru ve yorumlarınızı bekliyoruz...

Yatırımınızın başarılı olmasını dileriz. 

Hoşça kalın....








    











2 Kasım 2014 Pazar

EN KRİTİK AŞAMA: BİYOGAZ TESİSLERİNİN FİNANSMANI

Giderek dahada azalan fosil enerji kaynakları ve artan enerji fiyatları bugün küçük büyük tüm işletmelerin en önemli ve acil hale gelmiş sorunudur. Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülkedir ve enerji açığı büyümeye devam etmektedir. 

Uzun vadeli çözümlerin yanı sıra kısa vadeli çözümler üzerinde durmak ve çözümler üretmek zamanıdır şimdi... Bu durum küçük orta ölçekli ve büyük tarım ve gıda üretimi yapan işletmeler için daha da önem arz etmektedir.
Çünkü bu işletmeler her gün tonlarca organik atık üretmekte ve başka türlü değerlendirmeden bertaraf etmek zorunda kalmaktadırlar. Buda  işletmelere ek bir maliyet getirmektedir. 
Bugün işletmelerin hemen hepsi organik atıkların enerjiye dönüştürülebileceğini, ve bundan yarar sağlayacaklarının bilincindeler.

Yenilenebilir enerjiler içinde çok yetenekli olan biyogaz bu işletmeler için iyi bir fırsat ve organik atıkların enerji üretimi için kullanılmasına en uygun konsept. 

2011 yılında YEK kanununda yapılan iyileştirmelerle biyogaz pazarı ülkemizde gelişmeye başladı ve bugün bir kaç firma bu alanda pazara hakim olma yarışı içine girdiler. Çoğu Alman, Hollanda, Danimarka, Avusturya firmalarından oluşuyor. 
Sundukları tekliflere bakınca Türkiye koşullarında oldukça yüksek kalan fiyatlarla karşılaşılıyor, ve tabi ki bu tesislerin finansman ihtiyacını karşılamak zorlaşıyor. Bu arada büyük yerli firmalar Enerji sektöründeki bu büyük açığın farkına erken vararak enerji yatırımlarını hızlandırdılar. Bunlar şu veya bu şekilde finansman yaratmada sorunları aşıyorlar.
Sorun küçük ve orta ölçekli işletmelerin tesis yatırımı için gerekli uygun finansmanı nasıl yaratacak olmalarında... 
Bizim bu yeni yayın konumuzun odaklandığı noktada tam olarak bu sorunun çözümü.

Mevcut durumu analiz ettiğimizde, küçük işletmeler için akılcı çözümün kendi ihtiyaçları olan enerjiyi kendi işletmelerinde ortaya çıkan atıklarla karşılayabilir olmasındadır. Bunu sağlayabildikleri takdirde, enerji masraflarını tasarruf edecek ve ayni zamanda enerji işletmecisi de olacaklardır.
Bütün sorun işletme bünyesine en uygun yöntemle ve yatırımla enerji üretimini gerçekleştirmektir. 

Ne tür işletme olursa olsun, finansman ihtiyacını belirlemeden önce mutlaka bağımsız bir uzaman mühendislik kurumuna işletmelerine özel bir ''YAPILABİLİRLİK'' çalışması yaptırmalarını ısrarla öneriyoruz... Bir çok girişimci bu önemli kademeyi atlayıp, çeşitli tavsiyelerle veya ilişkilere dayanarak biyogaz yüklenicilerinden fiyat teklifi alarak, o teklif teki yatırım miktarına göre finansman arayışına giriyorlar. Bu hiç bir zaman doğru sonuçlara götürmeyecek bir yöntemdir!
Yapılabilirlik çalışmasını yapan kuruluş tesis imalatına girmemeli ve fiyat vermemelidir, yani biyogaz tesisi satıcısı olmamalıdır. Aksi takdirde yanlı ve taraf tutucu, yanılgı olanağı yüksek rakamlarla baştan yanlış yola girilebilir.

Bu yayın konumuz devam edecektir, gelecek yayınımızda, yatırım miktarı bir yabılabilirlik etüdüne dayanarak belirlenmiş biyogaz yatırımlarının finansman kaynakları, olasılıkları ve gerçekleştirilmeleri üzerinde duracağız, ve bu önemli konuyu birlikte irdeleyeceğiz. 

Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum... Hoşça kalın..





 





  


  

26 Ekim 2014 Pazar

BİYOGAZ TESİSLERİNDE EN ÖNEMLİ KISIM: GAZ ARITMA VE ŞARTLANDIRMA

Biyogaz tesisinde üretilen biyogazın enerjiye dönüştürülmeden önce kombine ısı ve güç aygıtı olan kojenerasyon grubundaki gaz-otto-motorunda yakılması için belirli özelliklerde olması gerekir.

Biyogaz içindeki en zararlı olan Hidrojensülfürün (H2S) motora ulaşmadan elimine edilmesi şarttır. Bu işlem tüm biyogaz tesislerinde en can alıcı noktadır ve tesisin ömrünü çok ciddi olarak etkiler...
Belirli bir limitin üstündeki H2S gazı motora ulaşırsa motorda kısa sürede büyük hasarlara yol açar ve/veya çok sık yağ değişimi gerektirir.

Pratikte bu limitin 300 ppm in altında olması gerekmektedir. İşte bu yüzden Gaz yolunda esaslı bir arıtma gerekmektedir. 

Hidrojen sülfür gazı biyogaz tesisi fermentörlerinde Metan gazının oluşumu esnasında ortaya çıkar. Bu gazın oluşumunun azaltılması metan üretimininde azalmasına sebep olur, bu yüzden biyogaz içindeki Hidrojensülfür konsentrasyonunu azaltılması, ya fermentörde yada gaz yolunda yapılmalıdır.
Hidrojensülfürün biyogaz içindeki miktarı çoğunlukla biyogaz üretiminde kullanılan malzemenin cinsine bağlıdır. Tarımsal atıkların biyogaz üretiminde kullanılmasında 500 ila 3000 ppm (% 0,05-0,3 hacimsel) 1 m3 biyogazda onbinde 5 ila binde 3 oranında. 

Bugünkü biyogaz tesislerinde fermentörü terk eden biyogaz içinde yaklaşık 450 ppm oranında hidrojensülfür bulunduğu kabul edilmelidir.  

Bu oran aşağıdaki parametrelere sıkıca bağlıdır;

> fermentasyon sıcaklığı
> Malzemenin tesise verilme şekli ve miktarları
> Malzemenin fermentörlerde oyalanma süreci
> Gaz üretimi
> Malzemenin homojenliği ve sürekliliği
> Değişik malzemelerin kullanılması durumunda bunların karışım oranları.

Gaz yolunda hidrojensülfürün arıtılmasında(desülfürizasyon) genellikle aşağıdaki yöntemler kullanılır;

1- Gaz ortamına hava verilmesi

2- Demirtuzları kullanımı

3- aktif karbon kullanımı

4- Biyolojik ıslak yıkama

2. ve 4. yöntemlerin hepsinde gaz ortamına hava verilme işlemi kombine olarak yapılmaktadır. (tesilerin yakl.%96 da)

Biyolojik ıslak gaz yıkama yöntemi biyogaz tesislerinin ancak %15-17 sinde kullanılmaktadır. Etkili bir yöntem olmasına karşın, pratikte akışkan kanallarında tıkanmalara sebep olmakta ve buda gaz değişimine engel olmaktadır. 

Pratikte gaz ortamına verilen hava ile arıtmanın yetersiz kalması nedeniyle aktif karbon ile desteklenmektedir. Tesis işletmecilerinin deneyimleri bu iki yöntemin kombinasyonu ile yapılan arıtmanın oldukça güvenli olduğunu kanıtlamıştır.

Biyogaz tesislerinin %38 de Demir tuzları kullanılmaktadır ve bu yöntem de gaz ortamına hava verilme işlemi ile birlikte yapılmaktadır.
Demirtuzları sarfiyatının sürekli olması (yakl. günde 100 litre) tesis işletmecilerinin yarısı bu yöntemle olumsuz deneyimleri olduğunu belirtmektedirler.

Bugün için hiç kimse bir biyogaz tesisinde oluşacak hidrojensülfür konsentrasyonunun ne kadar olacağını güvenli olarak kestiremez...

Sonuç;
Biyogaz içinde oluşan yüksek hidrojen sülfür oranı yüksek masraflara ve işletme giderlerine sebep olabilir. Bu yüzden çok esaslı bir gaz arıtma sistemine gereksinim vardır. 
Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, yöntemin etkili olmasının temeli, güvenilir bilgi veren bir gaz ölçüm sisiteminin vazgeçilmezliğidir. 


Bir biyogaz tesisinin en kritik ve önemli kısmı olan gaz yolunda ''Gaz arıtma'' işleminden kısaca söz ettik, işin detaylarını bilmek isteyenler için her zaman sorularınızı bekliyorum. 

Bu bilgi platformunda sizlerle ülkemizde de giderek ilgi alanı olmaya başlayan biyogaz teknolojileri hakkında pratik ve yararlı olacağını düşündüğüm başlıkları paylaşmaya çalışıtım. Bu dizi devam edecek. Okuyucularımdan ricam hiç tereddütsüz sorularını bana iletmeleridir. 

Amaç ilgilenen herkes için doğru ve güvenilir bir kaynak oluşturmayı başarmak, yapılacak yatırımların hayal kırıklıklarına dönüşmesini önlemektir.

Bugün üniversite önderliğinde yapılan ''biyogaz tesislerinin'' kurulduğu andan buyana hiç çalıştırılmadan bir hurda yığını halinde uzun yıllar ortada bırakıldığını görünce ülkemizde bu alanda teknolojinin pratikten çıkamadığını, pahalı ''okul deneylerinin'' ege lisanıyla yabana gittiğini, işletme sahiplerinin hayal kırıklığı yaşadığını  söylemek zorunda kalıyoruz.

Bir İtalyan atasözü ile bügünlük bitirelim ;

''Bir şeyi istemekle yapmak arasında çok pabuç eskir...''

Hoşçakalın....




     







7 Eylül 2014 Pazar

BİYOGAZ TESİSLERİNDE ''GAZ YOLU''

BİYOGAZ TESİSLERİNDE 'GAZ YOLU' 

Tesisin enerji kaynağı biyogaz olduğuna göre fermentörlerde oluşan biyogazın blok enerji santralındaki gaz motorunda yakıt olarak kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğini bir önceki yayınımızda ele almıştık.

Fermentörlerin gaz depolama bölgesinde biriken biyogaz kullanılan biyolojik atıkların cinsine göre değişim göstersede, genelde aşağıdaki içeriğe sahiptir;


1 m3 biyogaz içinde ki Metan gazı oranı ;    hacimsel olarak ,  %50-80 ,

Karbondioksit oranı hacimsel olarak                                            %24-35  ve


%0- 3 oranında iz halinde diğer gazlar dan oluşur.

1 m3 biyogaz içindeki Metan (CH4) oranı ne kadar yüksek olursa blok enerji santralının ömrü ve kesintisiz çalışması için o kadar iyidir. 

Burada önemli bir nokta ortaya çıkıyor..  peki öyleyse, hangi yöntemle çalışan biyogaz tesislerinde bu oran en yüksek seviyede olur..? haklı bir soru..

Biyolojik hammaddenin cinsi, özellikleri ve gaz potansiyeline bağlı olarak yaş fermentasyon veya kuru fermentasyon yöntemleri seçilir. Kuru fermentasyonda kullanılan hammadde daha çok katı halde bulunan dolayısıyla kuru kütle miktarı yüksek olan malzemelerden oluşur..örneğin

içeriğinde bol miktarda saman veya kuru ot veya yem artıkları barındıran tırnak gübresi, ve bitki siljları gibi. Genel ifadeyle kuru fermentasyona dayalı tesislerde Metan oranı da daha yüksek olur. Ancak pratikte yaş fermentasyon işlemlerin kontrol edilebilirliği ve kolaylığı bakımından kendini kabul ettirmiştir ve çok yaygınlaşmıştır. Biz bu yüzden bundan sonrada yaş fermentasyona dayalı sistemlerden söz edeceğiz. 

Tabi ki kuru fermentasyon yöntemine ve bu tesislerin yapılarına, ülkemizdeki uygulanma olasılıklarına da yer vereceğiz.

Oluşan biyogaz içinde 20- 20000 ppm oranında Kükürtdioksit , %2-7 hacimsel oranda Azot(N2) ,%2 hacimsel oranda su buharı, ve %1 oranında da Hidorjen bulunur. Bu haliyle biyogaz kural olarak kullanılmaya uygun değildir, ve bu sebepten dolayı bir ''Gaz arıtma'' ya tabi tutulur.

H2S olarak formüle edilen hidrojensülfür gazı toksit bir gazdır ve çürük yumurta kokusundadır. Biyogaz içindeki su buharı ile birleşen bu gaz kükürtasitlerinin oluşmasına sebep olur ve gaz yolundaki tesis kısımlarına zarar verir. İşte bu sebeplerden dolayı gaz arıtma ve gaz kurutma son derece önem taşır. 

Gelecek yayınımızda Gaz yolundaki tüm elemanları tek tek tanıyacak ve işlevlerinden söz edeceğiz.

Yorumlarınızı sorularınızı bekliyorum.. hoşçakalın...









      


7 Haziran 2014 Cumartesi

BİYOGAZ TESİSLERİNDE ''GAZ YOLU'' GAZIN NİTELİĞİ VE ÖNEMİ

Biyogaz tesislerinde gaz oluşumu prensip olarak prosesin en son safhasında metan bakterileri tarafından oluşturulur. Pratikte bunun anlamı, bir veya birden fazla fermentör kullanıldığında gaz verimliliğinin etkilenmesine bağlıdır. 

Bir fermentör de kullanılsa biyogaz oluşumunun dört safhası bu bir fermentörde oluşur. Bir biyogaz tesisinde gaz verimi en önemli değerlendirme noktalarından biridir.

HEDEF daima, bir veya daha fazla fermentör de kullanılsa en yüksek gaz miktarını mümkün olabilen en yüksek metan oranıyla üretmek olmalıdır...
Biyogaz içindeki metan oranı kullanılan malzemeye bağlı olarak değişmekle birlikte tesisin biyolojik işlem tekniğine son derece bağlıdır.
Bu amaçla pratikte her bir fermentör de prosesin iki safhası oluşacak şekilde genellikle iki fermentör kullanılır. 

Fermentörlerde oluşan biyogaz en az %50 ve daha fazla oranda metan içermelidir. Metan oranının daha düşük oranlarda olması halinde gaz motorlarının çalıştırılması çok sorunlu olur.

Oluşan bu biyogaz içinde belirli oranda diğer yanıcı olmayan gazları ve nemi barındırır. Bu haliyle patlamalı gaz motorlarında yakıt olarak kullanılamaz. Bu sebepten dolayı bir gaz ''arıtma ve şartlandırma'' yolundan geçerek hazırlanması gerekir. Bu işleme kısaca ''gaz yolu'' diyebiliriz.

Biyogaz içindeki en istenmeyen gaz Hidrojensülfür dür(H2S) sülfür dolayısıyla kükürtün biyogaz içinden henüz fermentörü terk etmeden alınması gerekir. Bu işlem bugün basit bir yöntemle, fermentör içine çok az oranda hava verilerek yapılmakta ve kükürt elementer olarak ayrıştırılmaktadır.
Katı madde içinde kalan kükürt, fermentasyon sonrası gübrede niteliği ve kaliteyi artırıcı etki yapmakta, ve gübrenin pH-değerininin ayarlanmasını da sağlamaktadır.

Gaz yolunda biyogaz motora ulaşmadan önce aktif karbon filtrelerinden de geçirilerek oldukça arı bir hale getirilebilmektedir.

Kojenerasyon aygıtı üreticileri yakıt olarak kullanılacak biyogazın motora girmeden önce hangi koşulları yerine getirmesi gerektiğini belirtmektedirler. Bu koşulların yerine getirilmemesi durumunda daha sonra meydana gelecek hasarları garanti kapsamına almamaktadırlar!

Gelecek yayınımızda gaz yoluna ait tüm ekipman ve aygıtları tek tek ele alacağız.. yayınlarımızın mümkün olduğunca ABC lisanında olmasına anlaşılır olmasına dikkat ediyoruz bu sepeple kısa pasajlarla vermeyi uygun buluyoruz. 

Öneri ve yorumlarıızı bekleriz. Hoşçakalın...




  
   

17 Mayıs 2014 Cumartesi

BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN BİR ÖMÜR VERENLERE...

SOMA, 13 MAYIS 2014 TARİHE KARA BİR YAZI İLE YAZILDI...

ELİM VE TALİHSİZ KAZADA BİRAVUÇ KÖMÜR İÇİN ÖMRÜNÜ TÜKENTENLERE SONSUZLUK RAHMETİ DİLİYORUZ....

ACILI AİLELERİNE SABIR, CESARET VE BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ... 

Fosil enerji kaynakları içinde kömürün bilimsel kaynaklara göre tükenmesine 70 yıl kaldığı söyleniyor, daha fazla da olabilir, önemli olan bu değil. Yenilenemeyen ardı çok uzak olmayan bir gün kesilecek olan enerji kaynaklarından olan kömür işletmeciliğinde SOMA bir dönüm noktası olmalı.. işletmelerin tamamında güvenlik önlemlerinin eksiksiz ve sürekli olması temin edilmeli ve bundan sonra benzer kazalar yaşanmamalıdır.
Türkiye enerji stratejisini 2023 için oldukça umut verici belirleyen ülkeler arasında yer aldı. 2023 te yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimininde en az %30 paya sahip olmasını hedefledi.

Yenilenebiliir enerji kaynaklarının enerji üretiminde kullanımı korbondioksit gazı salınımını önemli oranda önler, jeotermal, rüzgar, güneş, biyokütle, suyun yeni enerji kaynakları olarak kullanılmasıyla çevrenin kirlenmesi en etkin şekilde önlenecek, iklim değişikliğine sebep olan etkiler ortadan kalkacaktır. Bu şüphesiz uzun bir süreç alacaktır. Gelecek nesillerin bizleri minnetle anımsamasını istiyoruz, ve bunun için şimdiden 2023 vizyonu için gayret ediyoruz.

Saygılarımla...



12 Mayıs 2014 Pazartesi

BİYOGAS TESİSLERİNDE KOJENERASYON (BLOK ENERJİ SANTRALI) 2

Blok enerji santralı(BES) ingilzce de kısa adı  CHP Almanca da kısa adı BHKW olarak anılır. 

Önceki yayınımız da belirtmiştik, bu aygıtın en önemli kısmı yakıt olarak biyogazı kullanacak olan Gaz-Otto-Motorudur. Ne ki, motor kısım ne kadar kaliteli uzun ömürlü az bakım gerektirir olarak lanse edilse ve olsa dahi, otto-motorun yakıt olarak kullanacağı biyogaz kalitesi, başka ifadeyle, biyogaz karışımı içindeki gerçek metan CH4 oranı çok önemlidir.

Pratikte bu oranın %55 şin altına düşmemesi gerekir! Biyogaz içindeki en istenmeyen gaz Hidrojen sülfürdür. Gaz motoruna girmeden önce mutlaka mümkün olan en düşük seviyelere indirilmelidir..!   H2S < 10 ppm .

Hidrojen sülfür gaz motorunda en önce yataklarda ve silindir kafalarında tahribatlara yol açar.
Biyogaz kojenerasyona girmeden önce son derece bir titizlikle arıtılmalıdır. İşte bir önemli nokta daha... gaz arıtma.. görüyoruz ki, biyogaz tesisini oluşturan komponentler, tesis kısımları arasında son derece uyum sağlama gerekmektedir. 

Her BES(Blok enerji sanralı-kojen grubu) üreticisi yakıt olarak kullanılacak biyogazın sağlaması gereken asgari koşulları ve değerleri verir. Son yıllarda gelişen teknoloji ile biyogaz arıtma ve şartlandırma bir hayli ilerlemiş, ve H2S  2ppm kadar düşürülebilmiştir. 

Bugün F.Almanya da yeni kurulan biyogaz tesislerinde doğal gaz kalitesinde biyogaz üretilebilmekte ve doğal gaz şebekesine besleme yapılabilmektedir. 

BES ünitesi için önemli olan bir diğer faktör de toplam enerji verimliliğidir. Toplam enerji verimliliğini senkron alternatör ve gaz-otto motor birlikte belirlerler. Genel pratikte bu değer %95 şin üstünde olmalıdır. BES te elektriksel verim çok uzun yıllar %38 civarlarında seyretti, yeni yeni bazı motor üreticileri bu oranı %42 lerin üzerine çıkarmayı başardılar.

Bu oranın %50 lere çıkarılması çalışmaları hızla sürüyor. BES üniteleri bugün en küçük 5 KWel. den 1500 KWel. kadar üretilmektedir. Son yıllarda mikro kojenerasyon üniteleride oldukça yaygınlaşmıştır. Özelikle gaz tribünlü ve stirling motorlu ünitelerde gelişmeler kaydedilmiştir.

   
                                         Biyogazla çalışan bir Gaz-Otto Motorlu BES      



Tekrar edelim, ülkemizde de kojeneratör üreten firmalara buradan çağrı yapıyoruz, gelin gelişen biyogaz pazarına uygun maliyetli, rakiplerle yarışabilecek kojen. üniteleri üretin, ve biz önce sizi önerelim...

Bir sonraki yayınımızda Biyogaz tesislerinde ''Gaz yolunu'' ele alacağız, üretilen biyogazın atmosfere olan katkısından bahsedeceğiz, biyogaz tesislerinin yenilenebilir enerjiler içinde en yeteneklisi, en yüksek iklim ve çevre koruma etkisi yaptığını anlatacağız...

Bir sonraki yayınımıza kadar, hoşçakalın....

11 Mayıs 2014 Pazar

BİYOGAZ TESİSLERİNDE KOJENERASYON (GÜÇ/ISI KUPLAJI)

      BİYOGAZ TESİSİNDE KOJENERASYON ÜNİTESİ VEYA BLOK ENERJİ SANTRALI


Geçen yayınımızda fermentörleri incelemiş ve yapımlarında kritik yönlerini göstermiştik. Bu yayında bir biyogaz tesisi yatırımında yatırım bedelinin %20-25 şini oluşturan blok enerji santralına veya alışılmış adıyla kojenerasyon aygıtını ele alcağız.

Enerjinin üretildiği ve işe yarar hale getirildiği tesis kısmı olan kojenerasyon birimi bir gaz motoru ve onun tahrik ettiği bir alternatörden(üreteç) ibaret bir aygıttır.
Çiftliklerde, işletmelerde kullanılan jeneratöre çok benzer. Yakıt olarak biyogazı kullanan bu aygıtlar motor-jeneratörlerin farklı bir çeşididir. Alternatörü tahrik eden patlamalı gaz motorunda oluşan atık ısı bir eşanjör yardımı ile alınarak ısı enerjisi olarak çok çeşitli amaçlarla fayda sağlayıcı işe dönüştürülebilir.

Bu aygıtlarda üretilen elektrik enerjisinin verimi oranı %35-40 kadardır.! Enerjinin %50 si biyogazla çalışan otto motorun atık ısısıdır. Bu enerjinin %10-15 şi biyogaz tesisinin fermentörlerinin ısı ihtiyacını karşılar, kalan kısmının kullanılmaması halinde kojenerasyon ünitesinin toplam verimliliği oldukça düşük olur..!

Bu sebepten dolayı tüm tesis yatırımcılarının daha planlama aşamasında fazla termik enerjinin nasıl kullanılabileceğini araştırmaları ve bir ısı konsepti hazırlamalarını önemle hatırlatmak isteriz. Fazla ısı enerjisi konut ısıtılmasında, seralarda, hububat ve mısır kurutmada, sebze meyve kurutmada, süt soğutmada ve soğuk hava depolarında ana enerji kaynağı olarak kullanılabilir, ek yatırımlarla da ORC denen bir sistemle yeniden elektrik enerjisine dönüştürülebilir.


Bu üniteler halen yurt dışından temin edilmektedir. Yatırımcıların kojenerasyon ünitesi temininde çok dikkatli davranmalarını, bu aygıtın temininde fiyat faktörüne özel bir önem vermelerini, bilinen ve denenmiş markaları tercih etmelerini hatırlatırız.

Biyogaz tesisi biyogaz ürettikçe ki bu yılın 365 günü demek, kojenerasyon aygıtının çalışması gerekmektedir, başka bir ifadeyle bu aygıt yılda en az 7500- 8000 saat hiç durmadan çalışabilmelidir. İşte en kritik nokta da burasıdır.

Biyogaz dan elde edilen yenilenebilir enerji ulusal şebekeye Kilowatsaati 27- 30 kuruştan satılabildiğine göre, bu aygıtın duraklama zamanı büyük zarar yazar değil mi? Yatırımcıların biyogaz tesisi kuran firmalardan bunun garantisini istemelerini öneririz.

Yerli jeneratör imalatçılarının da bir an önce bu aygıtların yerli imalatına girmelerini arzu ederiz. Çin üretimi biyogaz kojeneratörleri dışında Avrupa dan ithal edilen aygıtların fiyatları çok yüksektir. Bugün bir 100 KWe. aygıt 100-150 bin Avro fiyatla satılmaktadır.

Diğer bir kritik nokta da bu aygıtların ömrü ile ilgilidir. En iyilerinin ömrü 7-ila 10 yılı geçmemektedir... motor kısmının ya tamamen yenilenmesi veya değiştirilmesi gerekebilir!

Şimdi bizim ülkemizde bir biyogaz tesisi yatırımının en  az 8-10 yıl sürdüğünü
düşünürsek, bu noktanın önemini daha iyi kavramış oluruz. 

Bir biyogaz tesisinin kalbi kojenerasyon ünitesidir. Enerjinin üretildiği ve paraya dönüştüğü yerdir. Yatırımcıların bu noktaya önem vermelerini yedi defa ölçüp bir defa biçmelerini öneririz..
Özetle;

1- Kojenerasyon aygıtı toplam yatırımın %20-25 şini kapsayabilir!

2- Bir biyogaz tesisi yılda en az 7500- 8000 saat enerji üretebilmelidir!

3- Bu sepebten dolayı Kojenerasyon tesisinizi bilinen denenmiş markalardan seçiniz!

4- Tesisinizi hangi firma yaparsa yapsın, çok güvenli servis olasılığı arayınız!

5- Tesis yapım sözleşmenizde garanti koşullarını siz belirleyiniz ve yedek parça teminini baştan talep ediniz.

Hiç şüphesiz kojenerasyon ünitesi hakkında daha çok noktaya değinmek mümkündür, burada esas olan kritik noktalara değinmeye çalıştık. 

soru ve yorumlarınızı bekliyoruz.. Hoşça kalın..!










  










3 Mayıs 2014 Cumartesi

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELER İÇİN BİYOGAZ TESİSLERİ (4)

BİYOGAZIN OLUŞTUĞU YER;  FERMENTÖRLER 

Bir biyogaz tesisini oluşturan kısımları ve toplam yatırım maliyeti içindeki yüzdelik payları geçen yayınımızda ele almıştık. Bu yayında bu kısımların en önemlilerinden olan fermentörleri inceleyeceğiz.
Fermentörler organik atığı mayi halde içine alan ve burada havasız bir ortam altında belirli bir süre bekletip, bu süreç içinde organik atığın katı madde kısmının mikroorganizmalar tarafından çözümlendiği ve bu esnada metan gazının ağırlıklı olarak içinde yer aldığı biyogazın olştuğu kısımlardır.
İçinde karmaşık ve birbirini takip eden biyokimyasal reaksiyon ve aşamalar olduğundan fermentörlere biyolojik reaktörler de denmektedir.

Yapıları genellikle silindir şeklinde betonarme havuzlar şeklindedir. Çapları her tesis için değişmekle beraber 30 metreye kadar, yükseklikleri de 7-8 metre olmaktadır.
Biyogaz tesisinin projelendirilmesinde ve planlanmasında en kritik aşama bu fermentör kısımların en yüksek gaz verimini sağlayacak şekilde hesaplanmasıdır. Biyogaz tesisi inşa eden firmalar gerçek uzmanlıklarını bu kısımların planlamasında ispat ederler.

Fermentörlerin boyutlarının belirlenmesinde en etken faktör organik atık maddenin fermentör içinde oyalanma süresidir. Bu süre biyogaz oluşumunu sağlayacak yönteme göre çok değişken olabilir. Süre ne kadar uzun olursa fermentörün boyutları da o kadar büyük olur, ve maliyet yükselir. Yatırımcılar bu noktalara dikkat etmeli, gerekirse sivil kurumlardan danışmanlık desteği almalıdırlar.

Fermentörler genel olarak betonarme yapılardan oluşmakla birlikte çeşitli şekillerde DKP saç veya paslanmaz çelikten de imal edilebilirler. 
Fermentörlerin hava almaz bir şekilde imal edilmeleri gerekir. Betonarme fermentörler genelde açık havuz şeklinde olup üzerleri membran çadırla kapatılır.

Betonarme fermentörlerin iç yüzeyleri organik atıkların fermentasyonu esnasında oluşan asitlerden etkilenmesini önlemek maksadıyla özel koruyucu maddelerle kaplanır. Gaz bölümünde de yine daha özel bir maddeyle iç yüzeyler korunur.

Fermentör içinde mayi haldeki atığın hacimsel yoğunluğuna bağlı olarak fermentör hacminin tabandan yukarıya doğru ilk 1/3 lük kısmında basınç en yüksek düzeyde oluştuğundan betonarme statiğinde bu noktaya dikkat edilmelidir.

Fermentörlerin iç yüzeyinde alt kısımda ısıtıcılar yerleştirilir, paslanmaz çelik veya PE borulardan oluşan bu ısıtıcılar fermentör içindeki mayiyi 35- 40  veya  50-55 santigrad dereceye kadar ısıtırlar. Bu ısının kaybolmasını önlemek amacıyla fermentörlerin dış yüzeyleri yeterli düzeyde ısı izolasyonuyla kaplanırlar.

Yatırımcılara ısrarla önerimiz şudur; biyogaz tesisinizi bağımsız uzman mühendislik kuruluşları ile birlikte projelendirmeden teklif almayın! ister ihale yoluyla, ister teklif alma yoluyla olsun, bu bağımsız uzman mühendislik kuruluşu üzerinde mutabık olduğunuz en iyi ve isabetli olarak seçilen tesis için mutlaka bir şartname hazırlamalıdır. Alınan teklifler bu şartnameye uygun teklifler olmalıdır.




Gelecek yayınımız da kojenerasyon aygıtını inceleyeceğiz.
Yorum ve sorularınızı bekliyoruz... hoşçakalın..
 


















  

18 Nisan 2014 Cuma

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELER İÇİN BİYOGAZ TESİSLERİ

Küçük ve orta ölçekli hayvancılık işletmeleri için tasarlanmış biyogaz tesisleri kolay kurulumlu, ilk yatırım maliyetleri ve işletme maliyetleri yüksek olmayan tesisler olarak tasarlanmalı ve ülkemiz işletmelerine uygun olan teknolojilerle donatılmalıdırlar.

Bir biyogaz tesisini aşağıda sıralanmış ve yatırım maliyeti içinde tutacağı maliyet oranları verilmiştir.


İnşai kısımlar : Atıkların işleneceği ve gaz oluşumunu sağlayan kısıma fermentör veya biyoreaktör denir. Yapısal olarak, betonarme, çelik saç veya HDPE tanklardan oluşabilir.

İnşai kısımlar bir biyogaz tesisi yatırımının %30 ila 40 nı oluşturabilirler.

Gaz hazırlama temizleme ve enerji elde etme kısımları kısaca teknik kısım diyecek olursak  yatırımın % 40 nı  oluştururlar.

Diğer kısımlar tesisatlar, boru hatları, güvenlik aygıtları, trafo ve şalt sistemlerinden oluşur ve yatırımın %20 sini oluştururlar.

Bu oranlar uzun deneyimler sonucunda elde edilmiş değerlerdir ve her tesis için planlama aşamasında projeye göre değişiklik gösterebilir olsalar da genel bir değerlendirme için bir fikir verebilirler.

Küçük tesislerde karıştırıcı yerine çok daha az enerji tüketen hidrolik karıştırma sistemleri, yağmurlama veya kendi kendine karıştırma gibi sitemler kullanılarak tasisin arıza yapma olasılığı en düşük seviyeye indirilir.

Hangi tesis olursa olsun hangi büyüklükte olursa olsun en önemli noktalardan biri tesis biyolojisinin aksamasız işlevini sürdürmesini sağlayacak bir kontrol ve otomasyonun baştan doğru planlanmış olmasını temin etmek olmalıdır.

Bir biyogaz tesisinde en kritik ekipmanlardan biride blok enerji(elektrik ve ısı) santralidir. Biyogaz içindeki karbondioksit, hidrojen sülfür ve diğer gazların varlığından dolayı blok enerji santralindeki gaz motorunun ömrünü son derece etkili olarak sınırlar!!! Bu yüzden blok enerji santrali(BES) temininde son derece bilinçli bir seçim yapmak gerekir.

Burada kritik noktalardan biride tesis yapımcısından daha işin başında; kullanılacak hammaddenin cinsi ve miktarına göre elde edilebilecek biyogazın içinde oluşacak Metan oranının belirlenmesini talep etmektir.
Önemli olan gaz karışımı içindeki Metan CH4 oranının mümkün olduğunca yüksek olmasını temin etmektir. Bu oran %75 lere kadar çıkabilir. 

Örnek : Metan oranı %50-55 olan bir gaz karışımında blok enerji santrali gaz motorunun ömrü beş(5) yılda bitebilir!!!
Buna karşılık aynı motor %70 Metan oranlı bir biyogaz la 10 yıl bakım gerektirmeyebilir. İşte bunlar çok ama çok önemli kritik noktalardır. 

Yayınlarımızı kısa ve öz tutmaya, her seferinde ayrı bir önemli noktayı ele almaya dikkat ediyoruz.

Gelecek yayınımızda biyolojik reaktörleri(Fermentörler) inceleyecek ve kritik noktalara dikkat çekeceğiz...



Hoşçakalın....